Zaruana Akarana – Rudolf Steiner

Zaruana Akarana (ayrıca Zeruane Akarene veya Zurvan Akarano, “sınırsız veya yaratılmamış zaman”), Zurvan (Farsça zurwān’dan, Avesta: zrvan “zaman”) olarak da adlandırılan çift cinsiyetli ilksel tanrı, daha sonraki Pers mitolojisine göre, özellikle Zurvanizm’de aktarıldığı şekliyle, yaratılmamış zaman ve aynı zamanda en yüce ve en ilksel tanrıdır. Zurvan genellikle aslan başlı ve kanatlı, sakallı bir adam olarak tasvir edilir ve ayaklarının etrafına bir yılan sarılmıştır.

Zurvan’ın çocukları, ışık tanrısı Ahura Mazda ve karanlığın ruhu Ahriman adlı ikizlerdir. Ahriman, hâkimiyetin ilk doğana geçeceğini düşünerek onu erken doğuma zorlamış, ancak Zurvan onun kurban edilmesini reddetmiş (bkz. Habil ve Kabil) ve Ahura Mazda cennetin krallığına yükselmiştir. Ahriman ise 9000 yıl boyunca Büyük Yılan olarak hüküm süreceği yeraltı dünyasına sürülmüştür. Bundahişn’in[1] kozmogoni ve kozmolojisine göre iyi ve kötü arasındaki mücadele 3 ya da 4 kez 3000 yıl sürer.

Zodyak Zaruana Akarana’nın dışa vurumudur. Yedisi aydınlık tarafa, beşi karanlık tarafa meyleden on iki ruhani güç, Amshaspandlar, onun içinde çalışır[2]. Birlikte başın on iki sinir çiftinin ekini oluştururlar.

“Zerdüşt’ün Hürmüz ve Ahriman’ın ardındaki birlik olarak gördüğü, Yunan yazarların bize eski Perslerin birlik içinde yaşayan şey olarak tapındıklarını söyledikleri ve Zerdüşt’ün ‘Zeruane akarene’, yani ışığın ardında duran şey olarak adlandırdığı şeye dair bir kavram yaratmak artık çok zor. Zerdüşt’ün ve Zerdüşt öğretisinin “Zeruane akarene” veya “Zaruana akarana”dan ne anladığına dair nasıl bir kavram yaratabiliriz?

Gelişimin seyrini düşünelim. Geleceğe doğru gelişimin, varlıkların gittikçe daha mükemmel hale geleceği şekilde ilerlediğini hayal etmeliyiz, öyle ki geleceğe baktığımızda ışık krallığının, Hürmüz’ün parıltısını gittikçe daha fazla görelim. Eğer geçmişe bakarsak, orada zamanla tamamen sona ermesi gereken, yenilmesi gereken güçlerin nasıl yattığını görürüz, böylece Hürmüz’e karşı olan güçlere, Ahrimanik güçlere bakarız. Şimdi geçmişe olduğu kadar geleceğe de uzanan bu köprünün aynı noktaya çıktığını hayal etmek gerekir. Bu, günümüz insanları için olağanüstü zor olan bir fikirdir. Bir daire hayal edelim: en alt noktadan bir tarafa gidersek, tepedeki karşıt noktaya geliriz; diğer tarafa gidersek, yine aynı noktaya geliriz. Daireyi büyütürsek, daha uzağa gitmemiz gerekir ve yay gittikçe daha düz hale gelir. Şimdi daireyi daha da büyütebiliriz, o zaman daire çizgisi sonunda düz bir çizgi haline gelir: o zaman yol sonsuza kadar bir tarafa ve diğer tarafa da gider. Ama bundan hemen önce, eğer bu kadar ileri gitmeseydik, çemberi bu kadar büyütmeseydik, o zaman, bir taraftan diğer tarafa gittiğimizde, bir ve aynı noktaya gelirdik. Şimdi çember o kadar düzleşirse ve çizgisi düz bir çizgi haline gelirse neden aynı şey doğru olmasın? O zaman sonsuzluktaki bir nokta diğer taraftaki nokta ile aynı olmalıdır. Ve eğer kişi nefesini yeterince uzun tutabilirse, bir tarafa gidip diğer taraftan geri gelebilmelidir. Yani, sonsuzluğu kavrayan bir anlayış için, her iki tarafı da sonsuzluğa uzanan, ama aslında dairesel bir hat olan bir çizgi vardır.

Şimdi size bir soyutlama olarak sunduğum şey, Zerdüşt’ün Zaruana akarana ile ne kastettiğine ilişkin görüşüne dayanmaktadır. Bir taraftan -zamana göre- geleceğe, diğer taraftan da geçmişe bakarız; ama zaman bir çemberin içine kapanır, sadece bu birlik sonsuzlukta yatar. Ve kendi kuyruğunu ısıran yılanla temsil edilebilecek olan sonsuzluğun bu kendini bulma yılanı, hem bir tarafa baktıkça bizim için daha parlak ve daha parlak parlayan ışığın gücüyle hem de diğer tarafa baktıkça bizim için daha karanlık ve daha karanlık görünen karanlığın gücüyle iç içe geçmiştir. Ve biz kendimiz bunun ortasında durduğumuzda, ışık ve gölge – Hürmüz ve Ahriman – birbirine karışır. Her şey kendini bulan, sonsuz zaman akışının içinde örülüdür: Zaruana akarana.”


[1] Bundahişn, Avesta’nın bir bölümüne verilen addır. Bundahişn, temel veya yaratılış anlamında olup uzay ve dünyanın yaratılışı sürecini ve sonucunu eski kaynaklara bağlı olarak anlatmaktadır.(Ç.N)

[2] Bazen sadece kabaca altı aydınlık ve altı karanlık güçten bahsedilir.(Yazarın Notu)

Loading

Bir yanıt yazın