On üç- bu sayıda durduğumda, zalimce bir yakarış hissettim.- Marcel Proust
Sıkıca katlanmış kitap, hâlâ bakir, daha önceki ciltlerin kırmızı kenarlarını kana bulayan kurbanı bekliyor; bir aletin ya da kâğıt bıçağının sokulması, ele geçirmeyi sağlıyor. — Stéphane Mallarmé
I. Kitaplar ve fahişeler yatağa götürülebilir.
II. Kitaplar ve fahişeler zamanı iç içe geçirir. Geceyi gündüz, gündüzü geceye dönüştürürler.
III. Kitaplara ve fahişelere bakarak, dakikaların onlar için ne kadar değerli olduğunu kimse anlayamaz. Ancak daha yakından tanındıklarında ne kadar aceleci oldukları ortaya çıkar. Bizim ilgimiz artarken, onlar da vakit saymaya başlarlar.
IV. Kitaplar ve fahişeler her zaman birbirlerine mutsuz bir şekilde âşık olmuşlardır.
V. Kitaplar ve fahişeler: her ikisinin de kendilerinden geçimini sağlayan ve onları taciz eden belirli bir erkek tipi vardır. Kitaplar için bu tip eleştirmenlerdir.
VI. Kamu kurumlarındaki kitaplar ve fahişeler — öğrenciler içindir.
VII. Kitaplar ve fahişeler: nadiren bunlara sahip olanlar sonlarını görürler. Süreleri dolmadan ortadan kaybolma eğilimindedirler.
VIII. Kitaplar ve fahişeler nasıl oldukları hakkında yalan söylemeyi severler. Gerçekte, çoğu zaman kendileri de bunun farkında değildir. Yıllarca “ yüreklerinin ” onları götürdüğü yere giderler ve bir gün, sadece “ hayatı incelemek ” için oyalandıkları yerde, şişman bir beden onları durdurur ve çağırır.
IX. Kitaplar ve fahişeler kendilerini gösterirken sırtlarını dönmeyi severler.
X. Kitaplar ve fahişeler büyük bir soydan gelirler.
XI. Kitaplar ve fahişeler: “Kart ikiyüzlüler – genç fahişeler. ”Bir zamanlar kötü şöhretli olan ne kadar çok kitap şimdi gençler için eğitim hizmeti veriyor!
XII. Kitaplar ve fahişeler toplum içinde kavga ederler.
XIII. Kitaplar ve fahişeler: Birindeki dipnotlar diğerinin çoraplarındaki banknotlar…